13 Temmuz 2007 Cuma

Hisseli Harikalar Kumpanyası

Hisseli Harikalar Kumpanyası -fazla da zengin olmayan- müzikal tarihimize altın harflerle yazılmış bir gösteri. Perdesini ilk kez 1979'da Şan Sinema'sında açan oyun 3 yılda 600'ü aşkın gösteri gerçekleştirmiş!* Kolay konusu, sağlam oyuncu kadrosu ve keyifli müziğiyle kısa sürede başarılı oldu ve uzun süre kapalı gişe oynadı.

Müziğini Melih Kibar, sözlerini de Çiğdem Talu'nun yazdığı müzikalin oyuncu kadrosu neden bu kadar başarılı olduğunu da açıklıyor zaten: Erol Sevgin: Erol Evgin, Süheyla Deniz: Nevra Serezli, Cafer: Mehmet Ali Erbil, Adalet: Adile Naşit, Emin: Turgut Boralı, Prenses Mehtap: Ayşen Gruda, Hüseyin Ağa: İlyas Salman, Hilda: Asuman Arsan, Çığırtkan: Kartal Kaan, Şebnem: Belkıs Dilligil, Hasan: Yüksel Gözen, Fidan: Ayten Erman, Hüsnü Bilekbüken: Çetin Başaran.

Biraz Türk filmi izlemiş herkesin aşina olduğu bu süper kadronun başarılı olmaması mucize olurdu. O da olmadı zaten. Benim çocukluğuma denk gelen 80 sonlarında sık sık TRT'de yayınlanırdı. Şu an hiç bir sözü melodisini hatırlamasanız bile -genlerinize yazılmış gibi- bir yerde çalındığını duysanız hemen eşlik edersiniz, o derece de neşe saçan 9 8'lik bir kumpanyadır! :)

Kumpanya 27 yıl sonra tekrar perdelerini açtı! Aslında isterdim ki yeni bir oyun yazılsın, orjinal hikayenin devamı olsun vs. Yeni bir şeyler yaratılsın, başarılı olmuş "garanti" oyunları tekrar tekrar sahneye koymayalım**. Fakat söz konusu Hisseli olunca buna da çok takılamadım açıkçası. Orjinal kadrodan Ayşen Gruda Prenses Mehtap'lıktan Adalet'liğe terfi etti. Kartal Kaan hala çığırıyor, Erol Sevgin de hala "kötü bir Erol Evgin kopyası" :) Cafer rolünde (Beynelmilel ve Hatırla Sevgili'den) Umur Kurt ve Barış Berker harika bir nikah memuru performansı çıkarıyor. Eskilerden Ayşen Gruda ve Erol Evgin harikalar. Özellikle Erol Evgin'e bunca sene haksızlık etmişim. Oldukça başarılı bir performans sergiledi.


Hisseli'yi defaatle Galatasaray Üniversitesi Müzikal Kulübünden, Işık Lisesi'nde, TV'den izledim, dinledim. Oyun "hımmm şunlar iyi, kötü" diye eleştiriyi aşmış bir oyun. Elbette zayıf performanslar veya bazı
eleştirilebilecek detaylar var fakat sırf Erol Sevgin'in "Ağrı Dağin Eteği" ve Etli Kuğular Baletası için ve hatta sırf müzikal tarihimize geçmiş bu oyunu sahnede bir kez daha canlı görmek için izlenir. Gösteri 19-20 Temmuzda Park Orman'da olacak. Ondan sonra da turneye çıkıyor. Ufak bi reklamla bitirelim, Bonus Card sahiplerine %20 indirim bile var!

Ek 1: Şuradan videoları izlenebilir.
Ek 2: Haldun Dormen'i de iş işten geçmeden gösterdiği vefa duygusundan dolayı ne kadar takdir etsem az. Genelde yaşarken değil kaybettikten sonra değeri hatırlanan oyuncuları, oyunları vakit geçmeden hatırlaması, onurlandırması; teşekkür konuşmasında biraz yardımla da olsa tek tek artık aramızda olmayan eserin yaratıcılarını anması çok ince bir davranıştı. Bunu her sahneye koyduğu oyunda yapması da o camiada en çok eksiği hissedilen vefa duygusundan, kendisinde en bol bulunduğunun kanıtı.
Ek 3: Label'ı Ayşe'den çaldım! :)

*Kaynak: Biletix.
**Şöyle bir bilgi/düzeltme geldi. Efenim aslında bu oyun çok tutunca bi devamı yapılmış, oynanmış fakat başarılı olmamış, tutmamış. Bilgi için Şiba'ya teşekkür edeyim. Ha bi de bu tutmuş garanti oyunlar/filmlerle ilgili şöyle bir haber var: Asmalı Konak'ın tekrar TV'ye döneceği konusunda çok ciddi dedikodular var. Adı da "Asmalı Konak 2" olacakmış. Çok az bi kadro değişikliğiyle yeni sezonda geri dönecekler deniyor. Bakalım görelim...

4 Comments:

daphnevega said...

Benim müzikal aşkımı biliyorsun zaten.. Bana kalırsa Türkiye bu konuda hala çok çok gerilerde olduğu için ne kadar şey yapılırsa o kadar iyi. Yani tekrarlarmış, vasat müzikallermiş çok mühim değil. Tabi gönül ister çok kaliteli işler olsun. Ama o kaliteye ulaşmak için de bir süre düşüp düşüp kalkmak lazım sanki.

Yeter ki yılmasınlar, bir şeyler yapsınlar, insanlar da "Bu ne saçma şey, insanlar neden durup dururken dans edip şarkı söylemeye başladı ki!" diye düşünmeyi bırakıp, salonları dolsursunlar.

Bi de bu zımbırtılar Ankara'ya da gelsin bi zahmet!:)

$afak said...

Ayşe,
Dediklerin doğru. Ne kadar çok deneme yanılma, ne kadar çok çaba o kadar ileriye götürecek. Ben zaten dediklerimi eleştiri için değil daha genel bi perspektiften lagaluga olsun diye yazdım. Yoksa Hisseli benim için eleştiri üzeri bi müzikal. Fırsatım olursa bi daha izlemeyi düşünüyorum! :)

Bi de Ankara'ya gelir bence, ama gelmese de Çeşme'ye falan uğruycak sanırım. Ona gidilir işte!

etipuf said...

müzikal aslında pek hazetmediğim bişeydir ama hisseliyi tv de izlemiştim-çok eski bir oyununu..güzeldi..eet sarkı deidin gibi
insanı eşlik etmeye zorluyor adeta...''hisseli harıkalar kumpanyası açiyor perdesini açıyor ,harikalar kumpanyası burası herkese neşe saçıyor...''

$afak said...

Butejoy,
Müzik seven birisinin müzikal sevmemesini tek bi şeyle açıklayabilirim. Çok kötü müzikallere denk gelmesiyle. İyi bir müzikalin tadı hiçbir şeyde yok. İyi bir müzikal; iyi müzik + iyi oyunculuk ve iyi danstır. Yani aynı anda iyi bi konser, bi dans gösterisi ve tiyatro izlemiş olursun. Daha ne? :)