28 Ağustos 2007 Salı

İyi Saf, Kötü Saf

Biraz da keyifli şeyler... Malumunuz Asmalı Mescit son 1-2 yıldır evrim geçirerek hip bir semte dönüştü. 3-5 yıl önce oradan döküntü evler satın alanlar şu anda köşe olmuş durumdalar. En gözde meyhaneler, gece klüpleri, restoranlar orada; daha önceden başka semtlerde kurulup ünlenen TAPS gibi yerler şubelerini buraya açıyor... Hatta bu mekanlar o kadar aldı yürüdü ki yazlık mekanlara şubeler bile açmaya başladılar. (bkz. Otto Alaçatı , Babylon Alaçatı). O kadar çok iyi seçenek var ki, eğer nereye gideceğinize karar vermeden Asmalı Mescit'e gittiyseniz dar sokaklarında çemberler çizmeniz çok olası!

Bu sefer bir özel gün kutlaması sebebiyle gidildiği için mekanı belirleyerek gitmiştik mekan da, başlıktan anlıyacağınız üzere, Saf ("Simple Authentic Food"'un kısaltması). Asmalı Mescit'te Taps ve Picante'yi geçtikten sonra solda kalıyor. Saf adı gibi organik yemekler yapan bi bistro. Yemekler ya pişirilmemiş olarak geliyor, ya da buharda çok hafif pişirilerek geliyor. Kullanılan tuzdan, yemeğin içindeki en ufak ayrıntıya; masaya gelen sudan martiniye kadar her şey organik.





Bu yanda ikamet etmekte olan Global Tadım Tabağı ve Kaju Fıstığı Humusu. 1'i başlangıç, 1'i de tadım tabakları menüsünden. Garsonun "yetmeyebilir" uyarsına rağmen iki kişi 3 başlangıç, 1'er kadeh içki ve 2 tatlıyla bayağı bir doyduk. Yemekler ortalama mekanlara göre lezzetli olsa da ne suşisi SushiCo kadar lezzetli, ne de humusu annemin ki kadar başarılı... Yanda gördüğünüz yarım salatalık, 1/3 havuç ve avuçiçi kadar humus için 17 lira istemeleri (su an 12'ye düşürmüşler) biraz kaş kalkıklığı yaratsa da hadi dedim bu güzel günü bozmayayım. Yine de hakkını verelim humus tabağının son üyesi olan keten tohumundan yapılan çıtırdakların tadını hala unutamadım!








İlk ve üçüncü fotoğraflar tatlılar. Malesef internet sitelerindeki menülerde tatlılar belirtilmemiş. İlki orman meyveli bir dondurma olup rüya gibi bir tada sahipti. Benim deneyimlediğim 2.'si (her zaman yaptığım gibi daha tatsızı seçtim!) meyveli, dondurmalı cheesecake'imsi... İçtiğimiz içkiler de inanılmaz ekşilikte gelen Sultanahmet Sangria ile, süper bir Mojito'ydu. [kötü içkiyi yine ben seçtim, isimden anlamam gerekirdi :)]







Biz oradayken tüm müşteriler değişik yabancı diller konuşmaktaydı. Bir nevi Birleşmiş Milletler yemeği gibiydi. Genel olarak yemekler resim gibi, tadları da fena değil (hatta bazıları oldukça iyi) ama restorandan çıkarken biraz 'imaj' satın aldığınızı hissederek çıkıyorsunuz. Zaten internet sitelerinde de reklamlarını Balçiçek Pamir'den "90 yaşında kayak yapmak isteyenlere..." alıntısıyla yapıyorlar. Ben 90 yaşımda kayak yapmak istemiyorum.

Bu noktaya kadar bahsettiğim Kötü Saf, Asmalı Mescit şubesi. iyi Saf'ı sona sakladım. Artık süper başarılarından mıdır, halkımızın çılgın detoks tutkusundan mıdır bilemiyorum bir şube de Kuruçeşme'ye tam Su Ada'nın karşısına açtılar. Malumunuz artık sağlık sayfası olmayan gazeteyi dövüyorlar; en cılızından en butlusuna tüm kadınlarımız "nasıl sağlıklı yaşarım, bir avuç kuruyemiş yersem, havuç kökünü buharda pişirip yüzüme sürersem tüm toksinlerinden arınır mıyım?" düsturuyla yaşadıkları için bu 2. şubenin başarısız olması mümkün değil. Zira hem 'Take Away' hem de detoks ürünleri satan ufak bir market açmışlar. Himalaya kristal tuzu alamayacağım diye çok korkuyordum!

Market beni hiç ilgilendirmediği için pas geçiyorum. İçeride 5-6 kişilik bar taburesi, dışarıda da yol kenarına atılmış 2 masayla hizmet veriyorlar. Wrap, tatlı, salata ve içeceklerden oluşan oldukça sade bir menüleri var. Mekan değişikliği fiyatlara da yansımış. Ufak salata, wrap ve içecekten oluşan 15 ytl'lik öğle menüsü tabakta bırakılmayacak kadar lezzetli, bitiremeyeceğiniz kadar çok. Tek alırsanız wrap'ler 10 ytl, salatalar 7 ytl. Özellikle humuslu wrap'i harika.

Bu detoks çılgınlığı tarafında bakmadan, Kuruçeşme şubesini övmemek mümkün değil. Gerek fiyatlar, gerek lezzet gerekse servis çok başarılı. Civarda oturanlara müjdeyi vereyim yakında evlere servis de başlıyor!