15 Haziran 2007 Cuma

Koalisyonlar Harbiden Öcü mü?

Cennet vatanımın politikacılarının (Allah hepisini başımızdan eksik etmesin(!), özellikle demokrasi yıldızlarını) dillerinden düşürmediği bazı klişe laflar var. Misal milletvekili dokunulmazlığı, dengeli gelir dağılımı vs. Bunlar her seçim öncesi mikrodalgada 1-2 hafta ısıtılır ondan sonra bir sonraki seçim yalan rüzgarına kadar unutulur. Son dönemlerin moda lafı da istikrar.

Uzun bir koalisyonlar döneminden geçen Türkiye -kötü de yönetilmesinin etkisiyle- bütün suçu beceriksiz politikacılarında değil, koalisyonlara buldu. Eh biraz bıkkınlık, biraz da diğer adaylara doymuşlukla yumurtadan hiçbir şey vaat etmeyen sadece "Değiştik, yeniyiz" diyen AKP çıktı. Sonrası malum detaya girmiyorum.

Şimdi yeniden bir seçim dönemi geldi. AKP'nin tutunduğu yegane dal istikrar. AKP ve destekçisi medya kurulacak olası bir koalisyonun ülkeyi tekrar o 'kötü' günlere döndüreceğine, koalisyon hükümetinin 'öcü' olduğunu işliyorlar. CHP de gözünü yükseğe dikmiş istikrar için tek başına iktidar olmaya aday olduğunu söylüyor. Bu gerçekten şart mıdır çok merak ediyorum. İstikrar demek illa tek parti koalisyonu mudur? Ülke yönetmeye talip koca koca adamlar -2 farklı parti de olsa- bir araya gelip adam gibi, "tek parti iktidarı" gibi yönetemiyolar mı ülkeyi?

Mesela İtalya'da -ki karakteristik olarak bize çok benzediği hep söylenir- 9 partinin oluşturduğu Zeytin Ağacı koalisyonu sağ Berlusconi'nin hükümetine 2006 seçimlerinde son verdi. 9 ayrı partinin de seçim programında hassasiyetleri gözönünde bulundurulmuş ve hepsi hala kimliklerini koruyolar. Keza Almanya'da da bir koalisyon hükümeti iş başında (bundan önceki hükümet de 3 partili bir koalisyondu). Bütün bu ülkeler acaba istikrardan yana değiller mi?

Parlementoda ve dolayısıyla hükümette daha adil ve katılımcı bir temsilin olması gerekiyor. Zira oyların büyük bir kısmının dışarıda kaldığı mevcut meclis sırf bu sebeple çok büyük gerginliklere sebep oldu. Daha fazla kesimi temsil eden bir hükümet eğer amacı gerçekten ülkeye hizmetse pekala "istikrarı" devam ettirebilir. Bir koalisyon olsa bile...

Ek: Post ettikten sonra benzer bir yazı buldum. Erdal Şafak yazmış, çok da güzel yazmış...

14 Haziran 2007 Perşembe

Fruit and the City

Özgün bir hediye almak karizma puanına direkt olarak +3 ekliyor. Bakmayın siz “Ayy canıııım, önemli olan düşünmendi!” diyenlere, özellikle bunu diyen bir kızsa hiç inanmamak gerekiyor, gerçekten yeni ve özel bir hediye almak size bir anda bambaşka biri gözüyle bakılmasını sağlar!

Genel hediye dünyasının en önemli elemanı olan çiçekler için de durum aynı. Güzel ve değişik bir şey yaptırayım derken insan maymun olabiliyor. Bir yılda bir kız ortalama 23 buket çiçek beklediği (kadınlar günü, anneler günü, sebepsiz yere, sevgililer günü, doğum günü, çıkma ay dönümü, çıkma 6 ay dönümü, çıkma yıl dönümü, evlilik yıl dönümü, tanışma dönümü, nişan dönümü, son dördün, dolunay vb.) için bu işe ciddi bir zaman, dikkat ve finasman ayırmak gerekiyor. Ayırmıyorsanız da ayırın, lehinize olur :)

Hal böyleyken yaratıcılık açısından bir şaheser olan Fruit and the City’den bahsetmemek olmaz. Sitesinden de görebileceğiniz üzere, “yenebilir meyve çiçekler” yapıyorlar ve şimdilik sadece Levent ve Kadıköy'deki 2 şubeleriyle İstanbul’lu şanslılara hizmet veriyorlar. Kullanılan meyveler ananas, çilek, elma, kivi vb. İsteğiniz üzerine bu meyvelere çikolata kaplıyolar! (Çikolata kaplatmak için ek bir ücret var.) Sevdiceğinize bir “buket” çikolata kaplı çilek vermek fena bir fikir değil sanırım!

Bir erkek olarak aldığım ilk çiçek olan yandaki buketi afiyetle mideye indirmiş olarak söylüyorum. Her kim “erkeklere çiçek alınmaz” gibi bir genellemeye girmişse kendisi halt etmiştir! Bunu alan tabii ki +3 karizma puanını aldı.

Not: Çiçeği yemek için meyve olması gerekmiyor tabii! Buradan bu vesileyle orta 3’te kendisine verdiğim gülü bi lokmada yiyen eskiyi de anmak ve kendisini tebrik etmek istiyorum… Çok romantik bi hareketti!

Not 2: Son zamanlarda duyduğum 1 - 2 hikaye var ondan belirtmek istiyorum. Babanneniz olmadığı sürece bir kıza yapma çiçek almamak lazım. Gittikleri her yerde sizi anlatıp dalga geçiyolar!