5 Temmuz 2007 Perşembe

Barış Akarsu ve Bir Seviyesizliğin Anatomisi

Aslında bugün tamamen farklı bi şey yazacaktım fakat tam yatmadan acı haber ve buna bağlı olarak tahammül edilemez rezillikler dizisi geldi. Bir konu değişikliği farz oldu. Barış Akarsu’yu malesef kaybettik, tüm sevenlerinin başı sağ olsun. Sabıkalı bir kavşak, -jandarma raporuna göre- bağlanmamış emniyet kemerleri, hızla gelen bir kamyon ve 3 ölü...

Neyse konumuz bu değil. Konumuz medyamızın Barış hastaneye ilk yatırıldığından beri tavrı. Barış’ın bir “Seda Sayan – Nihat bilmemne” kadar rating getirmeyeceğini düşündükleri için olayı “üzücü kaza” başlıklarıya ilk sayfalara taşıdılar, fakat çok da “şokşokşok, flaşflaşflaş” yapmadan. Fakat internet sitesinden görüldüğü üzere Barış’ın tahmin edilenden fazla seveni vardı ve bu “üzücü haber” günün en çok okunan haberi oldu. Eh rezalet de o zaman başladı zaten ve Barış haberleri ve fotoğrafları gerek internet sayfasının gerekse normal baskının en önemli yerlerine taşınmaya başladı.

Gün geçtikçe de seviyesizliklerini arttırdılar. İlk önce doktorundan herhangi yeni bir açıklama gelmemesine rağmen haberi ve resmini yenileyerek sanki yeni bir açıklama varmış hissi yarattılar. Sonra saçma sapan Yalancı Yarim’den unutulmaz kareler için tıklayınız”, “acılı bekleyişten fotoğraflar”, “Barış’ın son fotoğrafları falan gibi nerde çekildiği belli olmayan konser görüntüleri vs. Sokakta, hastane bahçesinde sıkıntıyla bekleyen, ağlayan insanların haber değeri taşımayan fotoğraflarını yayınladılar.

Bundan birkaç gün önce doktoru ilk umut kırıcı açıklamayı yaptıktan sonra Yalancı Yarim’den rol arkadaşı Merve Sevi ve Barış’ın 4 hayranı baygınlık geçirdiler. Hürriyet ve Milliyet’in bugünkü internet sitelerini okursanız bu yukarıdaki baygınlık haberini aynı cümleyle doktorlar acı haberi verdikten sonra (...) baygınlık geçirdiler diye görebilirsiniz. Diğer 4 hayranını bilemiyorum fakat Merve Sevi dün gece rezil magazin programlarının biri tarafından arandı ve İstanbul’da olduğunu ve yarın Bodrum’a gideceğini söyledi. Amaç belli duyguları sömürelim, vıcık vıcık vıcık.

Gelinen noktada Hürriyet ve Milliyet yazılı basın adına seviyenin düşebileceği en dip noktadalar. Bundan daha aşağıya düşebileceklerini sanmıyorum diye düşünürken bir de Barış’ın hastane odasında can çekişirken çekilmiş fotoğrafları geldi. Hürriyet mal bulmuş mağribi gibi fotoğraflara atladı ve kocaman, kırmızı "DHA*" logosu basarak fotoğrafları yayınladı. Bu fotoğrafların yayınlanmasının hemen üzerine acı haber gelince de inanılmaz bir tepki oluştu. Benzer bi terbiyesizliği Fox Tv’de T.C yasalarına göre suç oluşturmayacak bi biçimde niteleyemediğim programı “Bizden Kaçmaz” ile yaptı. Bu fotoğrafları ekşi sözlük ve bilimum interntet sitesinde görebilirsiniz fakat Hürriyet, Milliyet ve internet sitelerinde göremezsiniz. Zira Bodrum Cumhuriyet Başsavcılığı ve hastane yönetiminin soruşturma açmaları üzerine tırstılar, “fotoğrafları içeren cd bizim yayın arabasının içerisine bırakıldı” dediler. Hatta şu an internet sitelerinde bunu yapanı ayıplıyolar!

Peki biz yedik mi? Hadi hakikaten fotoğraflar size dediğiniz gibi ulaştı. Acaba dev “DHA” logosunu da çeken arkadaş mı eklemişti fotolara. Ne düşünceli adammış yahu, fotoğrafları çekiyor nasılsa Doğan Grubu fotoğrafları yayınlar ben bir de logolarını ekliyeyim diyor. Siz de “aaa bu cd ne” derken yanlışkla klavyeye kahve dökülüyor, ay dur sileyim derken eliniz “ctrl v” yapıyor aaaa noluyo derken bir de enter’a basıyorsunuz bir bakmışız sitenizde “şok fotoğraflar” yayınlanmış. Hakikaten insanları bu kadar salak mı zannediyolar??!

Genellikle insanları beğenilerim yönünde bir şeyi topluca boykota veya almaya davet etmem, edenlere de hoş gözle bakmıyorum açıkçası. Ama dün gece ilk kez camı açıp Hürriyet, Milliyet almayın; Fox Tv, Star Tv izlemeyin diye bağırmak içimden geldi. Toptan karşı olduğum RTÜK’ün internet sayfasına girip şikayet mektubu bıraktım. Çünkü artık bu seviyesizliğe karşı elimden başka bir şey gelmiyor. Ölümden, ölüden bile rating sağlama, internet sayfasına ‘hit’ çıkarma çabanız gerçekten en sağlam mideyi bile bulandırıyor. Siz ve sizin gibiler yüzünden bu ülkede “medya” hakettiği saygınlığa asla kavuşamayacak.

Barış’ın ailesi ve sevenlerinin başı sağ olsun. Çok düzgün bir adamı kaybettik. Seviyenin dip noktaları sizinle devam edeceğiz!

Ek: Hürriyet tam olarak şöyle demiş:

"CD’deki fotoğrafların sırrı
BODRUM’da geçirdiği trafik kazasının ardından tedavi altına alındığı hastanede dün akşam hayata gözlerini yuman Barış Akarsu’nun dün ilk kez yoğun bakımdaki fotoğrafları ortaya çıktı. Kaza gününden beri Özel Bodrum Hastanesi’nin bahçesinden yayın yapan DHA’nın canlı yayın aracına kimliği bilinmeyen bir kişi zarf içinde CD bıraktı. CD’den Barış Akarsu’nun yoğun bakım ünitesinde çekilen fotoğrafları çıktı. Fotoğrafların 1 Temmuz Pazar günü çekildiği belirtilirken kim veya kimler tarafından çekildiği ise tespit edilemedi. Fotoğrafların bırakılmasından 3 saat sonra ise Barış yaşam savaşını kaybetti.

Genç sanatçıyı yoğun bakım ünitesinde gösteren fotoğrafların bazı internet siteleri ile televizyonlarda yayınlanması üzerine Bodrum Cumhuriyet Savcılığı’nın talimatı ile inceleme başlatıldı. Hastaneye gelen jandarma olay yeri inceleme ekipleri, Barış Akarsu’nun tedavi gördüğü odadan parmak izi aldılar. Hastane Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Abdullah Servet de, "Savcı ile bu işin peşini bırakmayacağız" dedi."
Hemen bir kanıt sunuyoruz. Şu linkten bahsettiğim DHA logolu resmi sol alt köşeden görebilirsiniz (Yüreğiniz el verirse). Dün Hürriyet'te bu resimden (her açıdan) 5 - 6 adet mevcuttu. Sonra dediğim gibi tırstılar.
* Doğan Haber Ajansı'nın kısaltması.

6 Comments:

etipuf said...

BENDE BUGÜN HABERLERİ İZLERKEN AYNI YORUMLARI YAPTIM VE BU KADARINA ARTIK PES DEDİM YA....NE KADAR UCUZLAŞMIŞ İNSANLAR...

gaykedi said...

gerçekten medya maymunu olmaya karşı duruşu olan bir sanatçıydı :(

daphnevega said...

Ben de Hürriyet'in sitesinden takip ederken, iyi ki kadın fotoğrafı koymaktan vazgeçtiler, her türlü buluyorlar zevzekliğin yolunu diye düşündüm. Ama bir şöyle bir şey var: dün akşam annesini 3 ayrı haber bülteninde röportaj verirken gördüm. Buna da gerek var mı gerçekten?

$afak said...

butejoy,
Özellikle medyada ucuzluğun bir sonu ve sınırı yok. Ne kadar ucuz o kadar reklam, rating...

gaykedi,
Ölümünden sonra hakkında anlatılanlar zaten tamamen bu yönde. İyiler hep erken gidiyo sanırım :/

aysecan,
Kadın fotolarını olayına ayrıca deyincem. Anneye gelirsek, bence evlat acısı yaşanabilecek en büyük acı. Anne de bunu paylaşmak istiyor. Zira bu derece büyük bir acıyı paylaşmadan hafifletmek mümkün değil. Ayrıca kameralara konuşmaması da mümkün değil. Kameralar 7/24 kadının evinin önündeler.

Haberiniz var mı bilmiyorum sömürüyü en dibe çeken, en vıcık kanal Star hastane önünden yaptığı canlı yayın "sayesinde" gecenin en çok izlenen kanalı oldu!

yüxexeratonin said...

evet kayıp üzücü,,barışı kaybettik ve üzüldük gerçekten..
üzüntüyü paylaşmak da güzel ama amaç acıyı paylaşmak değil de kullanmaksa işte o zaman bozarım ağzımı..
basitlik,,zavallılık..
acıyorum sadece....

mevudugaga said...

bi hayat kaydı gitti ve de en güzel çağında.sevdirdi kendisini tüm içtenliğiyle ama tüm ölümler gibi zamansız ve erken gitti.haber yapmak boş ve amaçsızca kullanıldığında amaçlarına ulaşmak için daha çok canımızı acıttı.ne olurdu ki o son fotoğraflarını görmeseydik içimizi daha da parçalamasalardı.ama yapacak bi şey yok sadece utanç verilecek bir durum , "yapanları kınıyorum" diyecek tek sözüm budur.saygılar